Whatsapp'ta hukuki danışmanlık

T.C
YARGITAY

9.HUKUK DAİRESİ


Esas No: 2022/59
Karar No: 2022/1433
Tarihi: 08.02.2022
» İflasın İşçi Alacaklarına Etkisi
» Dava Devam Ederken İşverenin İflası Halinde Davanın İşveren Yerine İflas Masası Geçerek
Devam Edeceği
» Kayıt Kabul Davasının Ticaret Mahkemesinde Açılmasının Gerektiği
ÖZET: İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on
gün sonrasına kadar duracağı genel kural ise de, yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız
ceza davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile
evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. 2004 sayılı
Kanun’un 194. maddesinde ayrık tutulan “Müstacel haller” den maksat, acele görülmesi gereken
ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalarda hakim takdir
hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı
olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibariyle 2004 sayılı Kanun’un 194.
maddenin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı
beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların
müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta ise de masaya dahil mal ve haklar
bakımından müflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf
olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas
idaresi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine
karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı iflas idaresinin
seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas idaresi müflisin yerini alarak
davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece
işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar
verilmesi mahkemenin görevini etkilemez ise de, işveren müflisin yerine geçecek olanı etkiler.
İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas
idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için 2004 sayılı Kanun’un 219/2.
maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup
olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit
edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da ret sebepleri ile birlikte
sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi 2004 sayılı Kanun’un 232. maddesinde öngörülen sürede
düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanun’un 166/2. maddesindeki
usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir
adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz
davalarında dava açma süresi, görev ve yetki 2004 sayılı Kanun’un 235. maddesinde
düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten
sonra, ayrıca 2004 sayılı Kanun’un 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı
tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebligatı kabule elverişli adres
gösterir, yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi
bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın on beş gün
içinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olup Mahkemece kendiliğinden dikkate
alınır. 2004 sayılı Kanun’un 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren
ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin
belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkisi de kamu
düzenine ilişkindir.
Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında,
işverenin iflası halinde dahi, 2004 sayılı Kanun’un 194. maddesi uyarınca, davaya iş
mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce iflası
halinde ise yukarıda belirtilen şekilde hareket ile alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde,
asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.
DAVA: Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı
vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik
Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı işverene ait değişik şantiyelerde 01.05.1986 tarihinde işe
başladığını, işverenin haklı bir nedene dayanmaksızın ve ihbar önelinde bulunmaksızın iş akdini
sona erdirdiği 03.08.2017 tarihine kadar kesintisiz çalıştığını, ücretin banka aracılığıyla ödendiğini,
müvekkilin şantiyede barınma ve yemek ihtiyacının karşılandığını, davalı işyerinde haftanın 7 günü,
sabah saat 07:00 de ile akşam 19:00 da kadar çalışma yapıldığını, fazla mesai ücretleri ile beş
aylık ücret alacağı bulunduğunu, müvekkiline 2013 yılı dâhil olmak üzere iş akdinin işverence
feshedildiği 03.08.2017 yılına kadar ikramiye ödenmediğini, hafta tatili ve yıllık izinlerin
kullandırılmadığını, dini bayramlar hariç tüm ulusal bayram ve genel tatillerde çalıştığını ileri
sürerek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin ücreti, ücret, ikramiye, fazla çalışma ücreti,
hafta tatili ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının alacaklarının zamanaşımına uğradığını, kıdem ve ihbar tazminatına hak
kazanmadığını, müvekkilinin işyerinde çalışanların ücret ve diğer alacaklarının banka aracılığıyla
ödendiğini, işyerinde düzenli olarak mesai saatleri içinde çalışma yapıldığını, fazla çalışma
yapılması halinde ücretlerinin maaşla birlikte çalışanlara ödendiğini, işyerinde ulusal bayram ve
genel tatillerde çalışma yapılmadığını, dilekçe ekinde davacının izne ayrılma dilekçeleri olduğunu,
ikramiye ödenmesi yönünde işyeri uygulanması bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep
etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kısmen
kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, istinaf başvurusunun Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1
maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu:
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1- Taraflar arasında, yargılamanın devamı sırasında davalı şirketin iflasına karar verilmesi halinde
bu hususun işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin davaya etkileri bakımından uyuşmazlık
bulunmaktadır.
İflasın açılması, maddi hukuka ilişkin ilişkileri ve hükümleri cebri şekilde etkilediği gibi medeni usul
ve icra hukuku kuralları üzerinde de etki meydana getirir.
İflasın açılması ile müflisin taraf olduğu hukuk davalarının ikinci alacaklılar toplantısından on gün
sonrasına kadar duracağı genel kural ise de, yine bu hükmün müstacel haller, tazminatsız ceza
davaları, şeref ve haysiyete tecavüzden ve cismani zararlardan doğan tazminat davaları ile
evlenme, ahvali şahsiye veya nafaka davalarının uygulanamayacağı kabul edilmiştir. 2004 sayılı
Kanun‘un 194. maddesinde ayrık tutulan “Müstacel haller” den maksat, acele görülmesi gereken
ve durduğu takdirde verilecek hükmün faydasız kalacağı gerçeğidir. Bu davalarda hakim takdir
hakkını kullanarak müstaceliyet kararı vermek suretiyle yargılamaya devam eder. İşçinin alacaklı
olduğu iş hukukuna ilişkin bir dava, işçinin sosyal durumu itibariyle 2004 sayılı Kanun’un 194.
maddenin gayesine uygun görülerek acele işlerden sayılmalı ve ikinci alacaklılar toplantısı
beklenmeksizin yargılamaya devam edilmelidir. Bunun yanında kanunun lafzına göre davacıların
müflise karşı davaya devam edeceği izlenimi hasıl olmakta ise de masaya dahil mal ve haklar
bakımından müflisin yetkisiz kalması keyfiyeti, kendisinin, müstacel de olsa bu davalara taraf
olmaya devam etmesine manidir. Bu durum karşısında birinci alacaklılar toplantısı yapılmış ve iflas
idaresi teşekkül etmişse, müstacel davalar ikinci alacaklılar toplantısı beklenmeden iflas idaresine
karşı; birinci alacaklılar toplantısı henüz yapılmamış ve işin müstaceliyeti icabı iflas idaresinin
seçimini dahi beklemeye durum müsait değilse, bu takdirde iflas idaresi müflisin yerini alarak
davaya iflasın açılmasından önce davanın görüldüğü iş mahkemesinde devam olunur. Böylece
işçinin alacağının tahsili amacıyla iş mahkemesinde açılan davadan sonra işverenin iflasına karar
verilmesi mahkemenin görevini etkilemez ise de, işveren müflisin yerine geçecek olanı etkiler.
İflas kararı verildikten sonra işçi işçilik haklarından doğan alacağının dayanağını ve miktarını iflas
idaresine bildirir. Alacaklıların alacaklarını kaydettirmeleri için 2004 sayılı Kanun’un 219/2.
maddesinde öngörülen bir aylık sürenin bitiminden sonra, iflas idaresi alacakların doğru olup
olmadığını incelemeye başlar. Maddi yönden inceleme sonucu kabul edilen her alacak tespit
edilen sıraya göre sıra cetveline kaydedilir. Kabul edilmeyen alacaklar da ret sebepleri ile birlikte
sıra cetvelinde gösterilir. İflas idaresi 2004 sayılı Kanun’un 232. maddesinde öngörülen sürede
düzenlediği sıra cetvelini iflas idaresine verir ve alacaklıları aynı Kanun’un 166/2. maddesindeki
usule göre ilan yoluyla haberdar eder. Ayrıca iflas masasına müracaat sırasında tebligatı gösterir
adres ve tebligat masrafları için avans yatıranlara sıra cetveli tebliğ edilir. Sıra cetveline itiraz
davalarında dava açma süresi, görev ve yetki 2004 sayılı Kanun’un 235. maddesinde
düzenlenmiştir. Bu hükme göre dava açma süresinin ilandan itibaren başlayacağı belirtildikten
sonra, ayrıca 2004 sayılı Kanun’un 223/3. maddesi hükmünün saklı olduğu belirtilmiştir. Saklı
tutulan hükme göre, iflas masasına müracaat eden alacaklılar tebligatı kabule elverişli adres
gösterir, yazı ve tebligat masrafları için avans yatırmışlarsa sıra cetveline itiraz davası açma süresi
bu alacaklılar hakkında sıra cetvelinin kendilerine tebliğinden itibaren başlar. Davanın on beş gün
içinde açılması gerekmektedir. Bu süre hak düşürücü süre olup Mahkemece kendiliğinden dikkate
alınır. 2004 sayılı Kanun’un 235/1. maddesine göre sıra cetveline itiraz davası iflas kararı veren
ticaret mahkemesinin bulunduğu yerdeki herhangi bir ticaret mahkemesinde açılabilir. Görevin
belirlenmesinde dava değerinin önemi olmadığı gibi, buradaki mahkemenin yetkisi de kamu
düzenine ilişkindir.
Bu durum karşısında iş mahkemesinde görülmekte olan, işçi alacaklarına yönelik dava sırasında,
işverenin iflası halinde dahi, 2004 sayılı Kanun’un 194. maddesi uyarınca, davaya iş
mahkemesinde devam edileceği, işverenin işçi alacaklarına ilişkin dava açılmadan önce iflası
halinde ise yukarıda belirtilen şekilde hareket ile alacağın iflas masasına kaydedilmemesi halinde,
asliye ticaret mahkemesinde kayıt kabul davası olarak açılması gerekir.
Somut olayda; davalı şirket hakkında eldeki dosyanın yargılaması devam ederken Ankara 13.
Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 27.12.2018 tarihi itibariyle iflas kararı verildiği anlaşılmakla,
davaya konu alacaklar bakımından kayıt kabul davası olarak devam edilmemesi hatalıdır.
Mahkemece kayıt kabul davası olarak yapılacak yargılama sonucunda hükmedilecek harç ve
vekalet ücretinin de maktu olarak hüküm altına alınması gerektiği gözetilmelidir.
2- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun, taleple bağlılık ilkesini düzenleyen 26. maddesine
göre, “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar
veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.”
Somut olayda; dava dilekçesinde hangi dönemlere ait olduğu da belirtilmeksizin toplam beş aylık
ücret alacağı talep edilmiş, yargılamanın devamı esnasında davacı vekili tarafından dosyaya ibraz
edilen 06.08.2018 tarihli bilirkişi kök raporuna itiraz dilekçesinde ise davacının Nisan 2017, Mayıs
2017, Haziran 2017 ve Temmuz 2017 ayları olmak üzere toplam dört aylık ücret alacağı olduğu
belirtilmiştir. Mahkemece davacının beş aylık ücret alacağı olduğunun kabulü talep aşımı
mahiyetinde olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin
Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının
yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece
Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine
gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 08.02.2022
tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir